Bretton Woods 1971-2021 

TL; DR diyenler için özet aşağıda.


Tam 50 yıl önce bugün Başkan Nixon bu konuşma ile Bretton Woods'da kararlaştırılan Altın-Dolar bağını geçici (kalıcı) şekilde koparttığını açıkladı : https://www.youtube.com/watch?v=ye4uRvkAPhA
Sokaktaki insan için zaten gerçek bir altın standardı sayılmayan bu sistemin devreden çıkması ile tarihte genellikle yöresel olarak gördüğümüz fiat money uygulaması global bir hale geldi. Bu yazının amacı da tahmin edebileceğimiz üzere Altın güzellemesi değil. Altının yıllardır bitmeyen (gerçi o kesim şimdi BTC'ye kaydı)  "omo Föd para basıyo" şamatası ile değil reel faizlerle hareket edeceğini ve bu taperingle beraber 2013'ten farklı bir hareket beklediğimi zaten dönem dönem söylüyorum. 

Önce bir kaç tablo paylaşmak istiyorum. İlki Macrotrends'den çektiğim ABD'nin Dolar ve oransal bazda ticaret açığı. "Dalgalı kur rejimi" veya popüler hali ile "Amerikalıların değil de bizim sorunumuz olan dolar" beklendiği veya teoride olduğu gibi ticaret açığı sorununu çözememiş. Neden olabilir?




İkinci grafik ise endüstri devriminin başladığı ülke olan Ingiltere'de enflasyondan arındırılmış şekilde kişi başına düşen GDP, kırmızı bölge bağın koptuğu dönem. Ve tamamlayıcı olarak 3. grafikte yine enflasyondan arındırılmış dünya büyümesi. Büyüme ile altın standartları arasındaki ilişki nasıl? Sonrasında nasıl olmuş? 









4. grafik ise DB'nin bir çalışmasından. 1209'dan bu yana medyan YoY enflasyon. Grafik yeterince kendisini açıklıyor. Çalışmanın devamında var olan detayları da paylaşmamda yarar var. Örneğin Fed'in kurulması ile enflasyon hızlanıyor , 1933'ten bu yana global bir deflasyon söz konusu olmamış, hiperenflasyon 1990-2000'lerde en yoğun olarak kendisini göstermiş. 





Bu tablolar net bir görüş oluşturmanızı sağlayacak kadar derin olmasa da genel geçer sloganlar yerine biraz daha detaya bakmanızı sağlayacaktır diye düşünüyorum. Zenginlik İspanyolların Amerika kıtasından yağmaladıkları 181 ton altın (enflasyonunu 5 katına çıkarmıştır) ile değil üretim ile ortaya çıkıyor. 

Ancak yazının ana fikri biraz daha farklı .Zaten bir süredir Temmuz 1944 yılında gerçekleşen Bretton Woods toplantılarının yıl dönümü nedeni ile yabancı fintwit hesaplarında konu ile ilgili pek çok sohbet gerçekleştirildi. Yeni bir sistem için yeniden Bretton Woods içerikli podcastlerin bir kısmını dinledikten sonra genelleme yaptım ve konuşmacıların Bretton Woods'u eksik değerlendirdikleri kanısına vardım. 

BW toplantısı ve anlaşmasının V Day olarak bilinen ve Avrupa'da savaşın bittiği tarihten tam 1 yıl önce gerçekleşmiş olması her zaman ilgimi çekmiştir. Doları Altına, diğer paraları da Dolara bağlamak ile sınırlı olan bir para sistemi gerekiyorsa ABD ve müttefikler bunu neden savaş bittikten sonra değil de henüz D-Day tabir edilen Normandiya çıkartmasının sonucu bile tam olarak belli olmadan yapmış olsun?  Türkiye olarak bizim katılmadığımız bu toplantıda tam olarak konuşulan konu ne? Ve Altın-Dolar bağının 1971 yılında kopması ile BW sona mı eriyor?

Pax Americana sık duyduğumuz bir terim olmasına rağmen Pax Romana veya Pax Britannica ile karşılaştırıldığında gerçek bir "Pax" içeriği/dizaynı taşımaz. Daha doğrusu sonuçları açısından barış olsa da içeriği önceki Pax'larda oluğu gibi stratejik bölgelerin kalıcı olarak işgali, ceberut merkezi devlet (urban pacification) ve işgal edilmiş bölgelerden gelir&servet  transferi gibi önemli noktalar söz konusu değildir (P.Zeihan). Amerikalılar istemediği için mi yoksa 2DS sonrası jeopolitik ortam izin vermediği için mi (ikincisi) bunu bilmek zor. Ancak Keynes ile White planlarının yarıştığı BW tutanaklarını okuduğunuzda para sisteminin amaç değil araç olduğunu görebilirsiniz (akademisyenleri dışarıda tutarsak, bu tutanakları kaç kişinin okuduğunu merak ederim) . 

ABD yeni bir düzen kurarken ve sonrasında SSCB tehlikesine karşı müttefikleri organize ederken 3. ana sütün/havuç kullanmıştır:

1- ABD piyasasını müttefik ülkelere açmak. Tarihimizin en sevimsiz noktalarından bir tanesi Osmanlı imparatorluğunun zayıfladığı dönemlerde iyice azgınlaşan kapitülasyonlardır. Savaşı kazanan devletler kendi pazarını açmaz, kaybeden devletlerin pazarını sömürür. İngilizler Çin veya Amerikalılar Japonya limanlarına donanma göndererek topları şehre çevirir ve ticaret haklarını "sökerek" alırlar. Bu kez ABD , Avrupa'nın içinde bulunduğu durumu da göz önüne alarak ama sadece o nedenle değil, tam aksini yapmıştır. Kur rejimi serbest ticaretin bir aracıdır. 

2-  Atlantik Uzlaşması (https://en.wikipedia.org/wiki/Atlantic_Charter#Content_and_analysis)
ile temeli atılan denizlerin herkese açık olması ilkesi (4 ve 7. maddelere dikkat) . 2DS öncesi dönemde her ülke kendi ticaret çıkarlarını korumak için donanmasına ve global ticaret yolları üzerindeki stratejik noktaların korunmasına (gerekirse işgal ederek) önem veriyordu ( Washington Anlaşması gibi anlaşmalarla donanmaların büyüklüğü belirleniyordu  https://en.wikipedia.org/wiki/Washington_Naval_Treaty). Dolayısı ile denizlerde ciddi bir rekabet ve büyük güçler arasında çatışmalar söz konusuydu. Diğer bir nokta da rakiplerle mücadele etmek için imparatorluk içinde ticaret düzenlemelerine gidilerek serbest ticaretin önlenmesiydi , ör imperial preference https://en.wikipedia.org/wiki/Imperial_Preference.


ABD'ye yönelik hissiyatınızı bilemiyorum ancak şu anda global deniz ticaretini/iletişimi vs koruyan tek bir donanma var o da ABD donanması. Hürmüz boğazının kapanması veya Çin denizinde bir krizin çıkmasının önünde bulunan ve gerçek anlamda mavi okyanus kapasitesine sahip tek donanma. ABD'nin Fransa ve İngiltere "imparatorluklarını" çözmesi ile beraber bağımsızlıklarını kazanan sömürgeler nedeni ile eskinin bu büyük güçlerinin donanmaları da önemini kaybetti. Stratejik limanlar herkese açık olduğu için işgal etmeniz gerekmiyor.

3- Komünizm tehlikesine karşı koruma. Trump ve Almanya arasında süre gelen Nato'ya karşı mali yükümlülükleri yerine getirme tartışmasını hatırlayın ABD'nin askeri şemsiyesi Almanya ve Japonya gibi saldırgan ülkelerin savaştan sonra beklenenden çok daha az ceza alması ve refahını geliştirmesine neden oldu. ABD'nin verdiği ticaret garantisi ile beraber  daha önce Japonya ve Almanya gibi "yaşam alanı/kaynak" arayışı peşinde olan ülkeler bu arayışlarını bırakırken bu ülkelerin tehdidi altında yaşayan ülkeler de ekonomilerine odaklanabildi.

Çok uzun uzadıya yazdığımda hem sıkılacaksınız hem de okunmayacak. Ana fikir Bretton Woods'un basit bir para sistemi olmadığı. Sadece IMF veya Gatt'ta da vücut bulmayan, fiilen daha geniş bir sistem. Altın Dolar bağı koptuğu için BW bitmediği gibi sistemden doları çıkartarak Altın veya Bitcoin veya Çin Yuan'ı ile bir değişiklik yapmanız mümkün değil. Bu unsurları ya ABD'nin kurduğu ve hala devam eden BW sistemine entegre edeceksiniz veya ABD artık BW sisteminin kendi işine yaramadığını anlayacak (Trump anlamaya başlamıştı ancak entelektüel olarak değil içgüdüsel olarak) ve sistemden çekilecek. O zaman oluşacak olan kaostan nasıl bir düzen doğar hep beraber görürüz. 

Comments

  1. BW ‘ye farklı bir açıdan düşündücü bir bakış ve Dünya geneli ekonomik kaos’a çarpıcı bir öngörü ancak bu kadar sade anlatılabilirdi. Teşekkürler.

    ReplyDelete
  2. Teşekkürler Şant Abi. Parasal sistemin sadece paradan ibaret olmadığı, daha geniş bakmamız gerektiğinin altını çizmen ufuk açıcı olmuş. Sitenin rahat okunurluğu adına Template renk ayarlarına da göz atarsan daha iyi olur. Yazıların olduğu alt zemin beyaz yerine daha az göz yorucu bir renk olursa ve yazı fontu bir miktar daha büyük olursa daha lezzetli bir okuma sunabilir.

    ReplyDelete
  3. Ağzınıza sağlık Sant bey. Yeni uyandım yüzümü yıkamadan okudum:)

    ReplyDelete
  4. Ağzınıza sağlık hocam, sizi takip etmeye başladığımdan beri dünyadaki güç dengelerine bakış açım gelişmeye başladı.

    ReplyDelete
  5. Sant beyin atladığı konu şu altın standardi olarak adlandirilan dönemde de su anki mevcut sistemde de dünya hızlı bir sekilde büyüyordu belki şu an daha hizli büyüyor ama geldiğimiz noktada gini yani gelir adaletsizliği anlamında zirve yaptığı bir dönemdeyiz burada merkez bankalarinin "planlamacı" ekonomisini suclamayalim da kimi suclayalim gdp artışlarının çoğu son 50 yılda sadece %1'e gitmiş.

    ReplyDelete

Post a Comment

Popular posts from this blog